Ruhsal sözcüğü: Spiritüel, Metafiziksel, Bedensiz Varlık, Semavi, Mistik, İlahi, Manevi, Eterik, Tinsel, Elle Tutulamayan, Maddesel Olmayan, Cisimsiz, Dünya’ya Ait Olmayan, Doğaüstü, İnanılmaz;
sözlük anlamlarında kullanılmasına rağmen,
Ruhsal olmayan hiçbir şey yoktur. Var olan her şey (varlık), ruhsal enerji’nin bir tezahürü, bir eseridir. Soyut olanın somuta iniş sürecidir… Kainatlarda, RUHSAL ENERJİ tarafından meskûn edilmemiş hiçbir zerre yoktur…
Merkez Bilgi Alanı Vakfı’nın Ruhsal Vazifesi, hem deneysel hem de felsefi bir yolculuktur… Vakıf, bu evrensel yolculuğunun, içinde bulunulan dönemin özelliğinden dolayı, yatay bir gidiş olmadığının, dik bir tırmanış olduğunun, hatta bu yolculuğun, topyekûn bir tırmanış hareketi olduğunun bilincindedir… Bu topyekûn tırmanış esnasında, varolan her şeyin, birbirine hizmet için, birbirini geliştirmek için, birbirini bir ileriye taşımak için var olduğunu bilmektedir…
Vazife Yolu, insanlık tarihi kadar eski olup da, insanlar arasında din, mezhep, dil, ırk, kültürel, sosyal, ekonomik ve fiziksel ayırım yapmayan, herkesin kendi realitesinin bir üstünü işaret edebilecek güçte ve değerde bir Kapsamlı Bilgi Yolu’dur…
Deneysel Yönü ile Ruhsal Vazife (spiritizm): Asıl ve sonsuz olan ruh varlığının, madde ile deneyimler yaparak tekâmül etmek (evrimleşmek) ve çevresinin de tekâmülüne sebep olmak amacıyla tezahür etmiş hali olan bedenli dünya yaşamındaki biz insanlarla yoğun iletişimler kurabilmesinin ve bu sayede birçok fenomenler yaşanmasının mümkün olabileceğini ve bunların birer hakikat olduğunu kanıtlar…
Felsefi Yönü ile Ruhsal Vazife (spiritüalizm): Kurulan bu iletişimler sonucu yapılan ruhsal tebligat celseleri vasıtasıyla alınan bilgileri düzenler, açıklar ve kullanıma sunar… Ayrıca, kutsal metinler, ezoterik öğretiler ve antik felsefelerdeki kapalı ve sembolik ifadelere bu bilgilerle ışık tutar ve onları aydınlatıp açıklık kazanmalarını temin eder, onların statikleşmiş hallerine dinamizm kazandırmaya çalışır… Böylece, insanlığa varoluş süresince verilmiş olan tüm bilgilerin, farklı anlayış düzeylerine hitap etmesinden dolayı, çeşitli sembollere bürünmüş fakat özlerinde bir olduklarını, bir ve aynı kaynağın sonsuz hiyerarşik yapısı içinden gelmiş olduklarını ortaya koyar. Merkez Bilgi Alanı Vakfı, bu ruhsal vazife yolculuğunda;
“Bilgi Enerjisi, ışık tutar; Sevgi Enerjisi ise mihmandardır …”
“Hükmetmeyiniz, hüküm vermeyiniz…”
“Yüksek ruhi vasıflarınızla emsal olunuz …” bilgisini uygulamaya çalışır…
Hedefleri yönünde emin bir şekilde ilerler… Çünkü, vazife yolculuğu esnasındaki adımlarının ışıklı olduğunu ve iz bıraktığını bilir ve de kendi önünde bırakılmış olan ışıklı adımların izlerini dikkatle takip etmeye çalışır…
Tüm inanç kurumlarına, kurallarına, kavramlarına ve her türlü realite koşullarına saygı duyar, değer verir… Onları asla yok saymaz… Çünkü onların, sonsuz farklılıklar halinde bir arada olan dünya beşer realitelerinin önemli tatbikat alanları ve de ruhi ihtiyaçları karşılayan imkânları olduğunu bilir…
Gerek maddi (fiziksel), gerekse manevi (ruhsal) olsun, her insanın şu anda bulunduğu yerinin kendisi tarafından doğmadan önce seçilip kabul edilen ve şu zaman mekân kesitinde onun tekâmülü için en hayırlı yer ve durum olduğunu fakat bu durumun her mekân ve zaman içerisinde değiştirilebilme imkân ve fırsatlarının yine varlığın kendi çabası ile mümkün olabileceğini bilir. Onları objektif bir akılla araştırır, inceler, irdeler ve özlerindeki bilgiye ulaşmaya çalışır…
Hiçbir öğreti sistemini yanlış olarak nitelendirmez… Doğru-yanlış, güzel-çirkin, iyi-kötü, büyük-küçük aydınlık-karanlık, beyaz-siyah gibi rölatif değerleri (ikilemi, dualiteyi) görmek yerine, her realitenin zamanının ve mekânının gerçeklerini görmeye, anlamaya ve anlatmaya çalışır… O’nun için, doğruya en yakın ya da doğruya uzak olan vardır… Yanlış, kötü, hayırsız, gereksiz diye bir şey yoktur… Bir realite için yanlış olanın başka bir realitenin doğrusu olabileceğini bilir ve bu bilgileri uygulamaya çalışır…
Yani ” Her realitenin neşriyatına hoşgörü, sabır ve temkin ile müsaade ediniz …” bilgisini uygulamaya çalışır…
İyi bakabilmeye, Baktığını görebilmeye, Gördüğünü anlayabilmeye, Anladığını bilebilmeye, Bildiğini idrak etmeye çalışır ve İdrak ettiğini sunarak insanlarla paylaşır…
Hiçbir doktrin’in ve izm’in yönetimini kabul etmez… O’nun için vicdani kanal esastır… Kuralların, ancak bireyin özgür iradesi tarafından kabul edildiğinde bir değer ifade edebileceğini bilir ve bunu uygulamaya çalışır…
Hissi ile beslenen aklını; Aklı ile beslenen vicdanını; Vicdanı ile beslenen idrakini (idrakten oluşan makul vicdanını) kullanmaya çalışır…
Gerçek dostluğun manâsını anlamaya ve anlatmaya çalışır…
Merkez Bilgi Alanı Vakfı’na göre: “Gerçek Dostluk; uzanan eli görüp, ona dokunup, birlikte yürümektir.. Gerçek Dostluk; uzanan ele uzanabilmektir… Gerçek Dostluk; sevgi ışığında, sabrın fanusunda mutluluğa uzanabilmektir…”
“Bir ifadenin manâ taşıyabilmesi, nakledenle nakledilen zemin arasındaki kaotik bağ ile temin edilebilmektedir… Zemin sevgi ile beslenirken, tatbikatlerle doyurulmalı, seviye yükseltilmelidir… Hiçbir ayrıcalık gözetmeksizin, eşit mesafelerden, eşit neşriyatlar yapılmalıdır…”
bilgisini uygulamaya çalışır…