REİKİ, çok eski bir şifa metodudur… 19. asrın sonlarında, Japon Dr. Mikao Usui tarafından yeniden bulunmuştur… Bayan Hawayo Takata tarafından Japonya’dan Hawai’ye getirilmiş ve oradan da Amerika Birleşik Devletleri’ne ve bütün Dünya’ya yayılmıştır…
REİKİ şifa metodu; batı ülkelerinde, yakın senelere kadar, öğrenilmesi çok pahalı olan ve bilgileri de sır olarak tutulan bir metot olarak kalmıştır…
Ancak günümüzde, insanlığın hızlı tekamülü ile, spiritüelliğe ve alternatif metotlara karşı oluşan açık fikirlilik, REİKİ çevrelerini de etkileyerek, birçok REİKİ öğretmeninin, geleneksel yoldan ayrılıp, bu bilgiyi her arzu edene uygun ücret karşılığında vermesine neden olmuştur… Böylece REİKİ hızla yayılmaya başlamış ve kısa zamanda son derece popüler bir metot olarak sağlık kuruluşlarında bile, hemşire, masaj terapist, fizik terapist ve bazı doktorlar tarafından kullanılmaya başlanmıştır…
Ayrıca REİKİ’nin tarihçesi ve yayılması ile ilgili de bazı yeni bilgiler ortaya çıkmıştır…
Geleneksel REİKİ tarihine göre; REİKİ öğretisi, Dr. Mikao Usui’den, Dr. Chujiro Hayashi’ye ve ondan da Hawayo Takata’ya aktarılmıştır… Ancak sonradan yapılan araştırmalara göre, REİKİ, Dr. Usui’den sonra başka kollardan da dünyaya yayılmıştır… Bunlardan birisi, Seiji Takemuri tarafından Avustralya’ya ve öğrencisi Dr.Ranga J.Premaratna tarafından REİKİ JİN-KEİ DO adı altında diğer ülkelere yayılmıştır… Bunun dışında üçüncü bir kolun Watanabe ve diğer bir kolun da Tatsumi olduğu, REİKİ’nin tarihi ile ilgili yeni bilgiler arasındadır…
Ayrıca Amerikalı William D.Rand tarafından bizzat Japonya’ya gidilerek yapılan araştırmalara göre, Dr. Usui ve Dr. Hayashi tarafından kurulan orijinal REİKİ organizasyonu, Usui Shiki REİKİ Ryoho adı altında günümüze kadar gelmiştir… Ayrıca bu yeni bilgilere göre, Dr. Usui’nin Batı dünyasında şimdiye kadar öğretildiği gibi bir Hıristiyan rahibi değil, çeşitli dinleri derinlemesine inceleyen bir Budist alimi olduğu söylenmektedir…
Dr. Usui, 15. Ağustos. 1865 yılında Japonya’nın Yamagata bölgesinin Yago köyünde doğmuştur… REİKİ metodunu ise, 1900 lü yılların başlarında yeniden keşfetmiştir…
Çeşitli dinleri incelemiş, özellikle Buda, Hz. İsa ve diğer büyük öğretmenler tarafından gerçekleştirilen şifa olayları üzerinde çok durmuştur…
Bu konuyla ilgili merak ve araştırma gayreti sonucunda, hem doğu, hem de batı dünyasında yıllarca seyahat edip doğal yönden şifa metotlarını da araştırdığı söylenmektedir… Sanskritçe ve Çince öğrenerek, Budist ve Hindu sutralarını derinlemesine incelemiştir… Bazı kaynaklara göre ise, Dr. Usui, yaşamı boyunca hiç Japonya’dan ayrılmamıştır… Ancak bu konuda gerçek ne olursa olsun, Dr. Usui, araştırmalarının sonucunda, Hint Sutralarında REİKİ şifa tekniğini buldu… Ve kendisi, bunları kullanmak için yetki gerektiğini düşündü…
Dr. Usui, REİKİ şifa tekniğini bulmakla birlikte, bunun nasıl kullanılacağından emin değildi… Sutrada, bu tekniğin, enerji transferiyle ilgili olduğu ve ancak bu transfer ile kişinin güçlenip bunu başkasına da transfer edebileceği yazılıydı… Bu soruya cevap bulabilmek için Dr.Usui, kutsal dağ olarak kabul edilen Kurama dağına çıkarak, orada 21 gün süre ile oruç tutup meditasyon yapmaya karar verdi… Şartlar çok zor olmasına rağmen sorusuna cevap bulmakta kararlıydı… Önüne 21 küçük taş koyarak, onları takvim olarak kullandı… Son günün sabahına kadar hiçbir şey olmadı… 21. gün sabaha karşı, karanlıkta, ufuktan çok parlak bir ışık-enerji küresinin belirdiğini gördü… Bu ışık yaklaştıkça onun tüm benliğini kapladı ve alın çakrası-üçüncü gözle birleşerek bütünleşti… Öleceğini düşündü… Gözlerinin önünde gökkuşağı renginde baloncuklar oluştu… Dr.Usui, bedenindeki bütün hücrelerin bu güçlü enerjiyle dolduğunu hissetti… Bu büyük beyaz enerjiyle birleşmişken, çok iyi bilinen altın parlaklığında Sanskrit sembollerini gördü ve bu sembollerin şifa amacıyla nasıl kullanılabileceğini ve başkalarına nasıl transfer edilebileceğini anladı… Mikao Usui, bu enerjiye REİKİ adını verdi… Normal şuurluluk haline döndüğünde, kendisini enerjik ve güçlü hissetti…
Kendisini bu kadar güçlü hissetmesine hayret etti..